Deva Partili Yeneroğlu: “Bu Hükümet de devlet zorbalığının zorunlu olduğuna inandırıldı. Dolayısıyla millet olarak huzuru bulamıyoruz”
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu bütçe görüşmelerinde; “Mafya liderlerinin siyasetçileri ve iş adamlarını alenen ölümle tehdit ettiği, iktidar ortağının bunu alkışlayıp teşvik ettiği, diğerinin ise sessiz kaldığı karanlık bir dönemde yaşıyoruz. Bu kirli işler 90’larda bile bu kadar açık değildi. kendince davasında samimiydiler. Maalesef bu iktidar da devletin zorbalığının zorunlu olduğuna inandırıldı. Bu nedenle millet olarak huzur bulamıyoruz.”
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda İçişleri Bakanlığı, Aile, Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 2021 yılı Kesin Hesap Kanunu ve 2023 yılı Bütçe Kanun Tekliflerini görüştü. DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu şunları söyledi:
“Ülke öyle bir hale geldi ki bu meclis öyle bir hale geldi ki bunu samimiyetle söyleyebilirim. Hiçbir AK Partili arkadaşımın şiddet ve tecavüz olayının arkasında duracağını düşünmüyorum.
Şahsen ben burada hiçbir milletvekilinin terör örgütüne veya PKK’ya zerre kadar destek verebileceğini düşünmüyorum. Allah rızası için ülkenin huzuru ve güvenliği için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirelim.
“MEDENİYET KAYBIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
Bugün burada, gücü ve gücü, oburlar üzerinde istediği gibi kullanabilme yeteneğinden kaynaklanan merhamet kaybının sonucuyla karşı karşıyayız. Sadece bugünün olayına bakın. Bunun da ötesinde son gün yaşananlara bir göz atalım. Gerçekten de her biri birer örnektir. Bir milletvekili başka bir milletvekiline saldırıyor. Arkadaşımızın hayati tehlikesi var. Milletvekilimiz çıkıp ‘utanıyorum, utanıyorum’ diyebilir. Ama yapmıyor. Özür bile dilemeyeceğini ve ciddiye alınacak bir tepki bile görmediğini ifade ediyor. Böyle bir medeniyet kaybıyla karşı karşıyayız.
“BU KİRLİ İŞ 90’LARDA BİLE BU KADAR AÇIK DEĞİLDİ”
Bir parti genel başkanının zincir marketlere yönelmesi, kabahat örgütü kurmaktan yargılanan kişinin ağır tehditleri, belediyenin stok bahanesiyle dükkanları mühürlemesi ve son olarak zincir marketlerin camlarını kıran karanlık tipler… Tek bir suçlu yok. soruşturma yürütüldü. Hukukun üstünlüğü yoktur. Peki bu tabloyu gören yatırımcılar bu ülkeye yatırım yapacak mı? Bazen tarif etmekte gerçekten zorlandığımız görünümlerle karşı karşıya kalırız. ‘Bekle, bu ülkede hukuk var’ dedi. Allah aşkına, ‘düzen var, düzen var’ diyebilir miyiz? Mafya başkanlarının siyasetçileri ve işadamlarını alenen ölümle tehdit ettiği, iktidar ortağının bunu alkışlayıp teşvik ettiği, oburların ise sessiz kaldığı karanlık bir dönemde yaşıyoruz. 90’larda bile bu kirli iş bu kadar bariz değildi. Zulüm yapıyorlardı, ama kendi yöntemleriyle davalarında samimiydiler. Ne yazık ki bu hükümet, devletin zorbalığının gerekli olduğuna inandırıldı. Bu nedenle millet olarak huzuru bulamıyoruz. Adaletin olmadığı, demokratik kültürün yok edildiği bir ülkede elbette yoksulluk artacaktır. Elbette ekonomik ve sosyal krizler olacaktır.”