Haber

Cengiz Çandar: 2001’de AKP’den teklif gelmedi kabul edebilirdim

Yeşil Sol Parti Diyarbakır milletvekili adayı Cengiz Çandar, t24’ten Cansu Çamlıbel’in sorularını yanıtladı. Çandar, 2001’de AKP’den teklif gelseydi 28 Şubat’ın kurbanı olarak kabul edeceğini, 2007 seçimlerinde AKP’ye oy verdiğini söyledi.

Çandar’ın açıklamalarından bazıları şöyle:

2001’de AKP’den teklif gelse kurucuları arasında yer almayı kabul eder miydiniz?

Samimi bir şey söyleyeyim mi? Yapabilirdim. Yapacağımı söyleyecek kadar net değilim ama yapabilirdim. Çünkü ben olası bir itiraz adamı oldum. Zaten o günün rejimi, buna itiraz eden bendim. O zamanki AKP 28 Şubat süreci sonunda ortaya çıkan bir parti olacaktı. 28 Şubat’ta Mehmet Ali Birand’la birlikte yemin etmiş bir 28 Şubat mağduru olarak, İslam’la ve Müslümanlarla uzlaşmanın mutlaka bir zamanı olması gerektiğini savunan biri olarak, ayrımcılığa karşı çıkan bir demokrat olarak bu öneriyi yapabilirdim. onlar, sanırım.

– Hiç AKP’ye oy verdiniz mi?

Bir kez yaptım. 2007 seçimlerinde.

Referandumda da evet dediniz. “Yeterli değil ama evet” dedin.

Referandum AKP’nin tercihi değildi.

– Ama hazırladıkları anayasa değişikliği paketiydi.

Evet ama Avrupa Kurulu tarafından onaylanmış bir belgeydi.

***

AKP’yi falan desteklemedim. Ya da ben o deyimi kullanmayı uygun bulmuyorum. Aksine askeri vesayet altında peşine düşenlere karşı koruma içgüdüsü ön plandaydı. Çünkü ben onların saldırısına uğrayan biriydim.

***

Unutmayın 2007’de yüzde 49 oyla iktidara geldiniz ve iki gün sonra kapatma davası açılıyor. Böyle saçma bir şey olur mu? İkincisi, bu parti “AB üyesi olmak istiyorum” diyor. Ben de istiyorum çünkü AB süreci için yaptıklarını destekliyorum. Eğer öyleyse… Ergenekon ve Balyoz’a zemin hazırlayan darbelere karşı mısınız? evet karşıyım

***

Gülen cemaatinin en büyük günahı Ergenekon, Balyoz gibi soruşturmaları kontrolden çıkarmaktır.

***

Bütün bunları hatırlatarak gelmek istediğim nokta farklı. Bugün Türkiye’de birileri sizden “Türkiye’ye bu kadar zarar veren bu adamlar hakkında yanılmışım. Bunlar korkunç adamlar. Fethullah Gülen’i televizyonda ılımlı bir din adamı olarak övdüğüm için pişmanım” demenizi bekliyor.

Hayır, söylemeyeceğim. Birincisi, bu sözleri söylediğim için pişman değilim. İkincisi, benden bunu isteyenlerin kalbini tutmak gibi bir zorunluluğum yok. Sosyal medyada dolaşan o kısacık görüntü 1997 yılına ait. Fethullah Gülen’in yeni yeni ortaya çıktığı, dinler arası diyaloğun sembolü olarak ortaya çıktığı bir dönemdi. NTV’de Taha Akyol ile program yapıyorduk. Her hafta bir misafir çağırıyorduk ve dönüşümlü olarak sunum yapıyorduk. Gülen bir hafta sonra konuk olsaydı açılışı mesela Taha Akyol yapardı. O kısımda takdim etme misyonum var ve programın açılışında söylediğim Gülen’in dinler arası diyalog kurma iddiasını hatırlatarak Ahmet Yesevi’ye atıfta bulunuyorum ve o fikir pınarının bugün de devam edeceğini söylüyorum. . O zaman gördüğümüz buydu. Şimdi bu adam 1997’de ben bu sözleri söylediğimde Bülent Ecevit’ten Tayyip Erdoğan’a Tansu Çiller’e kadar herkes tarafından böyle görülüyorsa herkes tarafından saygı duyulan bir adamdı, Vatikan’da Papa’nın kabul ettiği bir adamdı ve bu da böyledir. o zamanki imajı tüm dünya tarafından. Ben oradayken bir televizyon programında bu algının yansımasını dile getirdim. 26 yıl sonra bana ‘gülenci’ demek saçmalık. pişman mıyım? Ne pişmanlık… O zamanlar ben bu kadar düşündüm, bu kadar söyledim. (KAYNAK)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu